Kitabın içeriği ve tartışılan konular kısaca şöyle: Nietzsche gerçek Hristiyanlığın insan varlığından nefret etmek olduğunu düşünmekten geçtiğini söyler. Esasında ilahi dinlerin genelinde böyle bir şey olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Dolayısıyla Nietzsche’ye göre din veya inanç için insan temel isteklerini bastırması gerektiğini söylemektedir.
Halk kesiminin yükselişi ve çöküşünü aristokratlara bağlı olduğunu söyler. Halkın ve onların sıradan inanışlarını eleştirmeyi dahi önemsemeyeceğini söyler. İnsanı insan yapan güç istencidir. Güç ise başarıyla gelebilmektedir ve başarı ise çok çalışma, sebat etme, hor görme, acımasız olma, amaçlar uğruna önüne çıkan herkesi veya her şeyi araç olarak görmeyi gerektirir. Onun için mutlak gerçek yoktur bu yüzden iyi ve kötü gibi en uç kavramların ne kadar önemsiz olduğunu, hakikat karşısında nasıl eğilip bükülebileceğini ya da yok sayılabileceğini anlatır.
Daha önce izlediğim Netflix yapımı “House Of Cards” dizisinin temelini oturttuğu düşünceyi buldum bu kitapta. Ayrıca o diziyi herkese ısrarla öneriyorum. Bu kitapla birlikte tüketildiğinde çok anlamlı bir hal alacağına eminim. Dizide de Amerikan Başkanı olmak isteyen bir adamın tüm ahlak kurallarını hiçe saydığı güç ve kudret için karşısına çıkan herkesi bir basamak olarak kullanması ya da ortadan kaldırmasını anlatıyor.
Nietzsche'ye göre bu hayatta iki tür ahlak var; “Efendi Ahlakı” ve “Köle Ahlakı”. Efendi ahlakına sahip insanlar asil olarak niteleniyor ve köle insanların onların kararlarına ve sorumluklarına muhtaç olduklarını söylüyor. Diğer yandan kadınlar hakkındaki düşünceleri ise modern dünyanın düşüncelerine bir hayli aykırı, o yüzden hiç girmeyeceğim.Son olarak kitapta Schopenhauer, Wagner, Geothe gibi birçok Alman sanatının önde gelen isimlerini eleştirdiği bir bölüm de var. “Böyle Buyurdu Zerdüşt” nazaran daha sade, duru ve kavramsal bir dilin olması kitabın anlaşılmasında önemli bir faktör.
Kitapta altını çizdiğim bazı bölümleri de paylaşayım sizlerle hemen.Aslında bu yorumlarımı daha öncesinde tutmuş olduğum defterlerden alarak paylaşıyorum sizinle.Gerçekten o defterleri yazarken ne kadar emek harcadığımı bir kez daha görmüş oldum.Öyleyse bir bakalım defterimde bu kitabın alıntıları olarak neler varmış...
*Bir şeye az değer biçildiğinde değil,
ancak eşit veya daha fazla değer biçildiği zaman nefret edilir.
*Sonunda inancımız sarsıldı, sabrımızı yitirdik, dönüverdik sırtımızı; ne harika değil mi?
*"Herkese karşı merhamet", kendine karşı zorbalık ve acımasızlık olurdu.
*Bilmem hangi temelsiz kuruntu, sizi zırva bir umuda sürüklüyor.
*İnsan bir kez mucizeyi görebilecek gözleri olunca, durmadan şaşırıyor!
*İnsanın kendini kolaylıkla Tanrı gibi görememesinin nedeni, bir belden aşağısına sahip olmasıdır.
*Acı çekene acınacak da ne olacak! Ya da daha kötüsü, acı üstüne vaaz verilecek de ne olacak!
*Yalanın içinde, bir şeye karşı iyi inancın işareti olan bir masumiyet bulunmaktadır.
Alıntıları da paylaştığıma göree şimdi sıra sizde.En sevdiğiniz alıntıları not etmeyi unutmayın.Bakarsınız bir gün bloglarınızdaki en büyük yardımcılarınız olurlar.Şimdiden iyi okumalar, hepinize kucak dolusu sevgiler ve selamlar:)
Hoşçakalın, felsefeyle kalın:))
Alıntıları da paylaştığıma göree şimdi sıra sizde.En sevdiğiniz alıntıları not etmeyi unutmayın.Bakarsınız bir gün bloglarınızdaki en büyük yardımcılarınız olurlar.Şimdiden iyi okumalar, hepinize kucak dolusu sevgiler ve selamlar:)
Hoşçakalın, felsefeyle kalın:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder